Hasan Felek – 29/01/2017
18 Nisan 2016 Pazartesi günü yapılacak olan Ortak Mücadeleler-1948 Büyük Maden Grevi konulu konferansta DEV-İŞ Başkan Vekili Hasan Felek’in yapacağı konuşma
Değerli Dostlar, Değerli Katılımcılar,
Kıbrıs işçi sınıfının ortak mücadelesinin en güçlü en direngen sembolü olan 1948 Maden Grevini konuşmak beni gerçekten heycanlandırıyor. Bu geceyi düzenleyen arkadaşlarımı kutlarım. Ortak Mücadele ve Maden Direnişinin farklı boyutlarda değerlendireceğimiz bu gecede, direnişi örgütleyen bütün sendika liderlerini saygı ile anarım. O dönemde Maden İşçileri Sendikasının Başkanı Pantelis Varnava’yı özellikle anmak istiyorum. Son nefesine kadar işçi sınıfının mücadelesi içinde yer alan Varnava bu akşam izleyeceğimiz belgesele çok önemli katkılar yapmıştır.
1920’li yıllarda başlayan Kıbrıs işçi mücadelesi 1932 yılına kadar İngiliz Sömürge İdaresi tarafından, baskılarla, tehditlerle, ölümlerle engellenmeye çalışıldı.
1932 yılında Sendikalar Yasasının yürürlüğe girmesi ile birlikte, Maden Ocaklarında ve birçok meslek dalında sendikalar örgütlenip, işçilerin hakları için yeniden mücadeleye başladılar. 1935 yılında Kunduracılar, 1936 yılında Fukosa ve Lefke Maden Ocağında işçiler, 1941’de Limni Maden Ocağındaki işçiler, günde 8 saaat çalışma, iş kazası sigortası daha iyi yevmiye talepleri için grevler sonucunda taleplerinin bir kısmı karşılanır.
Kıbrıs İşçi sınıfı tarihinde, Kıbrıslırum, Kıbrıslıtürk emekcilerin ortak mücadelesi sonucu, 1941 yılında kurulan P.S.E Tüm Kıbrıs Sendika Komitesi, emekciler için yeni olanaklar yarattı. İşçilerin özgüvenini ve dayanışmasını güçlendirdi. Sömürge Valisi P.S.E Sendikasının gelişmesinden ve işçiler arasında umut olmasından korktuğu için sendikayı kanun dışı ilan eder, on sekiz sendika liderini de hapse mahkum eder. İşçiler bu baskılar üzerine, yılmayarak hemen PEO Sendikasını kurarlar ve mücadelelerine devam ederler.
Ortak mücadele tarihinde çok önemli bir yere sahip olan 1948 Maden Grevi sömügecilerin, Türk Rum şövenistlerin, milliyetcilerin ve kilisenin ağır baskılarına ve diktatörce tutumlarına rağmen, bütün Kıbrıs’ta ve bölgede çok büyük yankılar yarattı.
13 Ocak 1948’de başlayıp 16 Mayıs 1948’de sonlanan grevin büyük yankı yaratmasının nedenlerine ve grevin sonuçlarına özet olarak değinmek istiyorum.
Kıbrıs İşçi Sınıfı tarihinin en yığınsal ve uzun süreli grevi olan Maden Direnişi, 4 ay 4 gün sürdü. Greve 1300 Rum 700 Türk 2000 işçi katıldı. 1948 Maden Grevi etnik ayrılıkları bir yere bırakarak, işçilerin sınıfsal çıkarları doğrultusunda, sömürgecilere ve sermaye sınıfına karşı birlikte başkaldırdıkları önemli bir mücadele tarihidir. 1948 Kıbrıs Tarihinde işçiler haklarını sendikaları aracılığı ile mücadele ederek kazanacaklarını kavrarlar. Bu mücadele içerisinde birçok işçi sol ideoloji ile tanışarak sınıfsal dayanışmayı geliştirirler. 1948 Maden direnişinde ilk defa kadınlar ve çocukları da bu mücadele içerisinde aktif olarak görev alıyorlar, madencilerle birlikte seslerini yükseltmeye başlarlar. Sömürgecilerin polislerine eşleri için siper oldular.
1948 Maden Grevi işçilere ve emekcilere hayatın her alanında, işverenlere ve o dönemin toplum liderlerine karşı ayaklanmayı ve hayatın her alanında ses getirmeyi öğretir. İşçiler bu mücadelede diğer işçilerin, köylülerin ve tüm Kıbrıs emekcilerinin maddi ve manevi desteği ve dayanışmayı yaratmayı başardılar. Grevin en önemli sonuçların biri dini, dili, etnik farklılıkları bir yana koyan işçiler, kendi aralarında, bugün de örnek alınacak insani ve sınıfsal dayanışmayı yaşayarak öğrenirler.
1948 Şanlı Maden Grevi sonucunda, işçilerin birçok talebi karşılandı. Bu talepler arasında en önemlileri çalışma saatlerinimn kısaltılması, ödenekli tatil hakkı, sağlık tedavisi ve iş güvencesi oldu.
Bu değerlendirmeler ışığında şunu vurgulamak gerekir. Hiç bir hak çalışanlara patronlar ve sermaye tarafından bağışlanmadı. Bugün sahip olduğumuz bir hak, Kıbrıs İşçi Sınıfının çok çetin bedeller ödeyerek verdiği mücadele sonucu kazanıldı.
Bu akşam, Kıbrısta gerek Kuzey’de gerekse Güney’de saptırılnış şövenist, ırkçı tarih anlayışına ve yalanlarına karşı, işçi sınıfının gerçek ve bilimsel mücadele tarihini tartışacağız. İşçi sınıfının geçmişteki onurlu kavgasını bilmeyenler, geleceğini doğru ve sağlıklı bir zemin üzerinde kuramazlar. İşte bunun için bu akşam düzenlediğiniz bu etkinliği anlamlı buluyoruz. Bu etkinliğinizin ülkemizde verdiğimiz ortak vatan mücadelesine ve işçi sınıfının emek hareketine önemli katkılar yapacağına inanır, saygılar sunarım.